Nurcan Arslan’ı sokak ortasında 11 kurşunla katleden Abdullah Melih Barış’ın yeniden görülen davasında karar duruşması görüldü.
2016 yılında Tokat’tan aldığı silahla İstanbul’a gelen ve kendisiyle görüşmeyi reddeden Nurcan Arslan’ı katleden Barış hakkında Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “tasarlayarak öldürme” suçundan müebbet hapis cezası vermişti. Ancak Yargıtay, cinayetin tasarlanarak değil anlık öfkeyle işlendiği iddiasıyla karara itiraz etti. Kararda direnen yerel mahkeme bundan önce görülen iki davada da aynı cezayı verdi. Yargıtay tarafından üç kez bozulan dava yeniden 13. ACM’de görüldü.
DURUŞMA ÖNCESİ GERGİNLİK
Duruşma öncesi adliye koridorunda polis ve aile arasında gerilim yaşandı. Ailenin kimliğini isteyen ve hiçbir açıklamada bulunmayan polis, “ilk duruşma olduğundan istiyoruz” dedi. Arslan ailesi ise, “8 yıldır biz burada adalet istiyoruz. 8 yıldır ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyoruz” dedi.
Öte yandan mahkeme basın emekçilerinin salona girmesine izin vermedi, salonun küçük olduğu gerekçesiyle 11 kişilik izleyici sınırı koydu. Ancak salonun 4’te 3’ünü “güvenlik sağlama” iddiasıyla polisler işgal etti.
SANIĞIN OLMADIĞI SALONDA ‘GÜVENLİK’ ADI ALTINDA POLİS YIĞINAĞI
Ailenin avukatlarından Sezin Uçar, polislerin dışarı çıkarılmasını ya da dışarıda bekleyenlerin davayı izleyebileceği şekilde kapının önüne gelmesini istedi. Mahkeme başkanı kapıyı açtırarak, dışarıda kalanların duruşmayı izleyebileceğini belirtti.
FAİL ERKEKTEN AYNI YALAN: TASARLAMADIM, ANLIK ÖFKELENDİM
Duruşmaya SEGBİS ile katılan Abdullah Melih Barış, Yargıtay kararının uygulanmasını istedi. Tanıklar Özgür Öztürk ve Hakkı Toraman’ın ifadesine işaret eden Barış, “Camekan arkasında tartıştığımızı ve içeriğini duymadıklarını söylüyorlar. Bu olay tartışma sırasında işittiğim hakaretler neticesinde geçirdiğim cinnet nedeniyle gerçekleşmiştir” iddiasında bulundu.
AİLESİ: 8 YILDIR ADALET İSTİYORUZ
Barış’ın iddiasına Nurcan Arslan’ın ailesi tepki gösterdi. İlk sözü alan Ferhat Arslan, yerel mahkemenin kararda direnmesini istedi. Arslan, “Üç kez direndi mahkemeniz. Buraya Tokat’tan belinde silahla gelip, 11 kurşunla öldürüyorsa bu cinayet tasarlanmıştır. Şahitlerin de örnekleriyle daha önceki üç mahkemede de kanıtlandı” dedi.
Arslan’ın kardeşi Gülcan Arslan da, “Mahkeme heyetinin müebbet kararında direnmesi istiyorum. 11 kurşun, neyin bir anlık öfkesi? 8 yıldır beklediğimiz adaletin gelmesini istiyoruz. Artık bu katilin en ağır cezayı almasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
Bugüne dek mahkeme yüzü görmediklerini söyleyen Murat Arslan, şöyle devam etti: “8 yıldır Nurcan Arslan’ın değil kendi hayat mücadelemizi veriyoruz. Ağırlaştırılmış müebbet ile yargılandı, müebbet hapis cezasına indirildi. Şimdi üç kez bozuldu. Yargıtay kendi cezanızı kendiniz verin mi diyor? Biz mi sağlayalım kendi adaletimizi? 8 yıldır sükunet içinde bekliyoruz her geldiğimizde ayağımız titriyor, bunu (Abdullah Melih Barış) görmekten bıktık.”
Neşegül Arslan da en ağır cezanın verilmesini istedi.
SAVCILIK MÜTALAAYI YİNELEDİ
Savcılık, tasarlayarak öldürme suçunun işlendiği kanaatiyle müebbet hapis cezası istediği mütalaasını yineledi.
AVUKATLAR MAHKEMENİN KARARDA DİRENMESİNİ İSTEDİ
Esasa ilişkin söz alan Nurcan Arslan ailesinin avukatları olayın planlanarak işlendiğini örneklerle anlattı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı da Yargıtay’ın kararını eleştirerek yerel mahkemenin direnmesini istedi.
KATİL ‘PİŞMANIM’ DEDİ, TAHLİYESİNİ İSTEDİ
Savcılık mütalaasına itiraz eden Barış, “Olayı planladığımı söylüyorlar ama bir insanın olayın hemen ardından silahı alnına dayaması sağlıklı olmadığı anlamına gelir. Kafama silahı dayamam cinnet halinde olduğumu kanıtlar. Olay gerçekten yaşandığı için çok pişmanım. Cezaevinde geçirdiğim yaklaşık 9 yılda vicdan azabı çekmekteyim. Cezaevinde kaldığım süre göz önünde bulundurularak ve uğradığını hakaretler de düşünülerek tahliyemi istiyorum” dedi.
YEREL MAHKEME BU KEZ DİRENMEDİ
Bakırköy 13. ACM, CMK 307/4 son cümlesi uyarınca direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemeyeceği kesin hükmünün getirildiğini belirterek Barış’a müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme 1/6 oranında takdiri indirim yapılarak verilen ceza 25 yıl hapis cezasına düşürüldü.
NURCAN ARSLAN’IN AİLESİ KARARA TEPKİ GÖSTERDİ
Karar mahkeme salonunda tepkiyle karşılandı. Nurcan Arslan’ın ailesi, 11 kurşunla Nurcan’ın katledildiğini ve bu katliamın planlı gerçekleştiğinin altını çizdi.
‘ERKEK EGEMEN YAKLAŞIMLA HÜKÜM VERİLDİ’
Duruşma sonrası adliye önünde kısa bir açıklama yapıldı. Burada söz alan avukat Sezin Uçar, “8 yıldır yürüttüğümüz adalet mücadelemizin bir aşamasının sonuna geldik. Nurcan Arslan davasında yerel mahkemenin kararı çok defa bozuldu. Yargıtay, ‘tasarlayarak insan öldürme’ suçundan yerel mahkemenin kararını bozdu. Buna rağmen Bakırköy 13. ACM tam da olayları doğru tahlil ederek, somut durumu, kadın katliamlarının geldiği aşamayı dikkate alarak olayın tasarlayarak işlendiğinde ısrarcı oldu. Yargıtay’ın defalarca verdiği bozma ilanına karşı direnme hakkını kullandı. Ama bugün Yargıtay Ceza Genel Kurulunun verdiği kararla karşı karşıyayız. Erkek egemen yaklaşımla Nurcan Arslan’ı öldüren kişinin suçu tasarlayarak işlemediğine hükmetti” dedi.
‘HEM HUKUK MÜCADELEMİZ HEM SOKAK MÜCADELEMİZ SÜRECEK’
3. ACM’nin bu nedenle tasarlayarak değil kasten insan öldürme suçundan ceza verdiğini söyleyen Uçar, şöyle devam etti: “Hangi suç maddesinden ceza verildiğini önemsiyoruz. Erkeklerin hangi ataerkil değer yargılarıyla hareket ettiğini ve mahkemeler tarafından değerlendirildiği çok önemli. Sorun sadece bu kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ya da müebbet hapis cezası alması ya da 25 yıl hapis cezası alması değil. Hangi gerekçeyle bu katliamı gerçekleştirmiş olması. Her ne kadar mahkeme bugün Yargıtay’ın kararına direnmemiş olsa da Nurcan Arslan cinayeti tasarlanarak gerçekleşti. Türkiye’deki gerçekleşen kadın katliamları büyük oranda planlı, tasarlanarak gerçekleşti. Maalesef bu katliam da öyle. Bu dava henüz sonuçlanmadı, çeşitli hukuki itirazlarımızı gerçekleştireceğiz. 8 yıllık adalet mücadelesiyle dava bu aşamaya geldi. Başta Nurcan’ın ailesi olmak üzere kadın örgütlerinin çabası kararın böyle çıkmasında değerlidir. Hem hukuk mücadelemiz hem sokak mücadelemiz Nurcan ve katledilen kadınlar şahsında devam edecek.”
Açıklama, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Biz bitti demeden bu dava bitmez” sloganlarıyla sona erdi.
(HABER MERKEZİ)