Enternasyonal 1 Mayıs bildirgesi yayımlandı: “Yaşasın Kızıl 1 Mayıs!”

HABER MERKEZİ- Dünya’nın dört bir yanında faaliyet gösteren Marksist-Leninist-Maoist örgütler 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde ortak bir bildirge yayımlayarak 1 Mayıs’ı selamladı.

Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist, Hindistan Komünist Partisi (Maoist), Galiçya Maoist Komünist Partisi İnşa Komitesi, Maoist Komünist Parti-İtalya, Nepal Komünist Partisi (Devrimci Maoist), Afganistan (Maoist) Komünist Partisi, Afganistan (Maoist) Komünist Partisi-Shola Jawid, Tunus El Kadehines Partisi, Devrimci Maoist Birlik-Sri Lanka, Norveç Devrimci Komünistler, Britanya Devrimci Kolektif (önceli RVM), İran Kızıl Maoist Yol Grubu, İsviçre Komünist Partisi (Kızıl Fraksiyon)’un örgütlediği bildirgenin tamamı şu şekilde: 

“1 Mayıs, dünya proletaryasının mücadele kararlılığını ifade ettiği gündür. 1 Mayıs, proletaryanın özgürlük için güçler dengesini, bağımsızlığını, eşitlik, egemenlik ve sonraki kararlı adımlar için dur durak bilmeden mücadelesini tayin ettiği gündür. 1 Mayıs, Dünya Sosyalist Devrimi’nin ve ülkelerdeki proleter devrimlerin başarılarının vaat edildiği gündür. 1 Mayıs vesilesiyle, emperyalizme karşı amansız bir mücadele veren dünya proletaryasına kızıl selamlarımızı iletiyoruz.

“Dünyayı, çevreyi ve halkları yıkıma uğratmak emperyalizmin doğasıdır. Yıkıcı Korona’yı yaratan emperyalizm, ekonomik ve finansal krizini aşmak için küresel politikaların bir parçası olarak yeniden yapılandırdığı ekonomileri ile bütün yükü halkların omzuna yüklemektedir. Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki geri kalmış ülkelerin komprador bürokratik burjuvazisi ve büyük toprak ağaları sınıfı, emperyalizmle iş birliği içinde ülkelerin doğal kaynaklarını ve ucuz işgücünü sermaye ve teknoloji adına yağmalamaktadır. Fakat krizden çıkacak gibi görünmüyorlar. Bunalım, enflasyon ve işsizlik yoğunlaşmaktadır. Halkların yaşamları, sağlık ve eğitimi de içine alacak bir şekilde kriz içinde ve insanlar aşırı boyutta zorluklarla karşı karşıya kalmış durumdadır. Zenginle yoksul arasındaki eşitsizlik yükseliyor. ABD’ye bağımlı savaş ekonomisi, daha fazla kar ve silah satışı için dünyanın dört bir yanında savaşları doğuruyor. Hayatlar felaket bir noktaya gelmişken, halklar isyan ediyor. Emperyalizmse faşist güçleri palazlandırarak halkları bastırmaya çalışıyor. Emperyalizmin yıkıcı politikalarından kaynaklı, enternasyonal ve ulusal ölçekteki başlıca çelişmeler yoğunlaşmakta ve dolayısıyla devrimci durum gelişmektedir.

“Emperyalizmle Ezilen Uluslar ve Halklar Arasındaki Çelişki

Birçok geri kalmış ülkede halklar, emperyalizme ve iş, eğitim, sağlık ve diğer temel olanakları sağlayamayan devletlere karşı mücadele veriyor. Ezilen uluslar, ulusal yok sayma ve baskıya karşı mücadele veriyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi bu anlamda önemli bir gelişme. ABD, 1975’te Vietnam’da olduğu gibi 2021’de Afganistan’da yenilmiştir. Bu gelişmeler göstermiştir ki halk sıkı bir kararlılıkla savaşırsa, modern emperyalist ordular yenilebilir. Örneğin Hindistan’da, çeşitli ezilen sınıflar, kesimler, kabile ve ezilen uluslardan militan mücadeleler işbirlikçi Modi hükümetine karşı sürmektedir. İşçiler birleşik mücadelelerle iş yasalarına, özelleştirmeye, geçici çalıştırmaya, yapay zekaya, artan çalışma saatlerinde artan iş yüküne, maaşlardaki düşüşe, kötü çalışma koşullarına, sosyal yardımlardaki kesintilere ve düşük ücrete karşı mücadele ediyor. 28-29 Mart’ta ülke çapında yapılan ve köylülerin de yoğun katılım gösterdiği grevlerle elde edilen kazanımlar, işçi-köylü birliğine bir örnektir.

“Emperyalist Ülkelerde Burjuvazi ve Proletarya Arasındaki Çelişki

Emperyalizm, kendi krizlerini aşmak için proletarya ve orta sınıfı sömürmekte. Yapay zeka kullanmakta, kalıcı işlerde ve sosyal yardımlarda kesinti uygulamakta. Halkın üzerine aşırı derecede vergi yükü bağlamakta. Korona krizinin dışında alınan COVID-19 önlemleri, işlerin kaldırılması, daha fazla iş saati ve maaşlardaki düşüş, proletaryayı, emekçileri, öğrencileri ve çevrecileri daha geniş ölçekli eylemlere yönlendirmekte. Birçok ülkede işçi eylemleri militan bir aşamaya geçmiş durumda.

“Emperyalist Ülkeler Arasındaki Çelişki

ABD’nin yeni başkanı Joe Biden, gerilemekte olan ABD hegemonyasını diri tutmak için çok üst seviyede saldırgan kararlar alıyor ve uyguluyor. ABD, güçlenmekte olan rakipleri Rusya ve Çin’e karşı güçlendirdiği “QUAD” ve kurduğu “AUKUS”, ve NATO ile G-7 üzerinden hegemonyasını sürdürüyor. Fakat Avrupa, ABD ile ortaklaşmak zorunluluğunda değil. Almanya ve Fransa, Rusya’nın gazına ve petrolüne bağımlı. Öte yandan, Tayvan’a müdahale eden Çin ve ABD’nin askeri hareketlenmeleri, Tayvan Denizi’nde tehlikeli bir hal almış durumda. Rusya ve Çin bir askeri anlaşma yaptı. Emperyalist ülkeler arasındaki gerilim ve çatışma, soğuk savaşın sonundan bugüne hiç olmadığı kadar yoğun bir noktaya ulaştı. Bu süreçte Rusya, Ukrayna’ya karşı saldırgan bir savaşa girişti. ABD Rusya’ya karşı olan sözlerini bozdu ve zor ve çığırtkanlıkla NATO’yu genişletti, 30 ülkeyi de buna dahil etti; Avrupa da NATO’nun en büyük 3. askeri gücü olarak Ukrayna’yı dahil edebileceklerini söyledi; Ukrayna ile ortak askeri tatbikatlar yaptı; askeri güçlerini, füzelerini ve gemilerini Ukrayna desteğiyle konuşlandırdı; ardından Rusya, 150 bin kişilik bir askeri gücünü Ukrayna sınırına yığdı ve emperyalist çelişkiler, Rusya’nın savaşı başlatmasına yol açtı. Savaş, 2 aydır yıkıcı bir şekilde sürüyor. 12 Nisan’daki Rusya-Ukrayna görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı. Savaş sonraki yıkımlara gebe ve halkları katlanılmaz baskı ve krizlere sürüklemekte. Dünya proletaryası, ezilen sınıf ve milliyetler, emperyalistlerin ekonomik ve hegamonik çıkarları için oynadıkları oyunların bedelini ödüyor. 3. Dünya Savaşı tehlikesi beliriyor.

“Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı emperyalist bir savaştır. Ukrayna, ABD’nin ellerinde bir yemdir. Bütün işçileri, köylüleri, orta sınıf ve diğer ezilen sınıf ve milliyetleri, savaşı mahkûm etmeye çağırıyoruz. Dünya proletaryasını, ezilen sınıf ve milliyetleri Marx ve Engels’in “işçi sınıfının vatanı yoktur… komünistler her zaman birbirlerini ve kapitalizme karşı mücadele eden devrimci hareketi destekler”, “bütün ülkelerin işçileri, birleşin” şiarlarını benimsemeli ve büyük Marksist öğretmen Lenin’in, “Aydınlanmış proletarya, hiçbir emperyalist kurt sürüsünü desteklemez” sözünü hatırlamalı ve savaşta hiçbir emperyalist ülkenin safında olmamalı. Dünyanın birçok yerinden halklar, ABD önderliğindeki NATO’nun çekilmesi, ABD’nin yıkıcı politikalarına karşı mücadele, Rusya’nın derhal ve koşulsuz bir şekilde Ukrayna üzerindeki savaşı durdurması ve askeri güçlerini geri çekmesi talebiyle mücadele ediyor. Devrimci durum gelişiyor. Dünya proletaryasının yoğun bir anti emperyalist mücadele vermesi bir görevdir. Putin hükümeti üzerindeki baskıyı proletarya yükseltmelidir. Eğer Rusya nükleer savaş üzerinden 3. Dünya Savaşı’nı başlatırsa, ezilen sınıf ve milliyetlerin Lenin ve Stalin yoldaşların 1917’de yaptıkları gibi, dünya savaşını iç savaşa dönüştürerek Putin hükümetini düşürmesi, proletarya önderliğinde yeni ve daha yüksek bir sosyalist hükümet kurması gerekir. ABD ve Avrupa ülkelerindeki proletarya ve ezilen halklar, proletarya önderliğinde militan eylemler yaparak Ukrayna’nın savaşta körüklenmesine dur demesi gerekir. ABD-NATO 3. Dünya Savaşı’nı başlatırsa, bu savaş da iç savaşa dönüştürülmelidir. Benzer şekilde, yeni sosyal-emperyalist kuvvet Çin’in proletaryası bir ders vermelidir. Dünya proletaryasını ve ezilen halkları, Ukrayna halkını insani bir perspektifle mülteci olarak diğer bölgelere giden insanları korumaya çağırıyoruz. Proletarya ve Ukrayna’nın ezilen halkı, NATO ve özellikle de ABD-AB emperyalist politikalarını destekleyen ve ülkeyi NATO uydusuna dönüştüren Zelenski hükümetini kınamalıdır. Ülkelerinin egemenliğini korumak ve milliyetlerinin hayatta kalması için emperyalistlerin dayattığı savaşı iç savaşa dönüştürmelidirler. Ukrayna’nın ezilen halkı, ülkenin proletaryasının liderliğinde her türlü emperyalizme karşı savaşmalı ve egemenlik elde etmelidir. Donetsk ve Donbass bölgesi Luhansk cumhuriyetleri, ezilen milliyetler ve halkı, Rus emperyalizmine bağlı olarak değil, proletaryanın liderliğindeki kendi güçlerine bağlı olarak geleceklerine ulaşmalıdır. Geri kalmış ülkelerin halkı, emperyalist ülkelerle komprador hükümetler arasında yapılan askeri anlaşmalar da dahil olmak üzere her türlü anlaşmanın iptali için savaşmalıdır. Emperyalist sömürü ve baskılardan kurtuluşa ulaşmak ve dünya barışını kurmak için dünya proletaryasının ve Marksist-Leninist-Maoist güçlerin tek yolu ve acil görevi, emperyalizmin kökünü kurutmak ve savaş ihtimalinin olmayacağı sosyalizmi kurmaktır.

“Bu görevi gerçekleştirmek için mevcut somut koşullara göre uygun bir Enternasyonal Devrimci Proleter Örgütü oluşturmak gerekir. Son zamanlarda, dünyanın öncü grupları ve örgütleri, emekçi sınıfların taleplerini ele alıp sosyalist, yeni demokratik devrimler ve ulusal kurtuluş mücadelelerine kurtuluşları yönünde birleşik bir önderlik sağlamak için kademeli olarak pekiştiriyorlar. Emekçi sınıflar arasında birlik ve dayanışma gelişiyor. Birkaç Maoist örgütün, enternasyonal forumun inşa edilmesinin gerekliliğini kabul ettiği ve hemen bu yönde adımlar atılmasını istemesi iyi bir gelişmedir. Bu, dünya proletaryasının gelişmekte olan subjektif gücünü gösterir. Buna dayanarak, birleşik önderlik, emperyalistlerin her türlü saldırı ve savaşlarına savaşmak, özellikle Ukrayna’da ve anti emperyalist mücadelelerle barışı sağlamak için birleşik liderlik sağlamak için belirli bir planla Uluslararası Birleşik Forumlar kurmaya çalışalım.

– Dünya Sosyalist Devrimini İlerletelim!

– Bu Yönde Daha İleriye Doğru Birleşelim!