Kartal’da İşçi Emekçi Mitingi: “Sömürü Düzenine Artık Yeter!”

İşçi Emekçi Birliği “Açlık, Yoksulluk, Baskı, Savaş ve Sömürü Düzenine Artık Yeter!” Kartal Meydanı’nda miting gerçekleştirdi.

Marmaray Başak Durağı’nda buluşup Kartal Meydanı’na kortejler halinde yüründü. Mitinge Devrimci Demokratik Sendikal Birlik, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Birleşik İşçi Kurultayı, Birleşik İşçi Hareketi, Devrimci Partili İşçiler, Dev Tekstil, Dostluk ve Kültür Derneği, Emek Adalet Platformu, Emekçi Hareket Partisi, Kaldıraç, Kaldıraç Üniversite, Sosyalist Kadın Hareketi, Proleter Devrimci Duruş, Devrimci Sendikal Birlik, Komünist İşçi Hareketi (Söz ve Eylem), KÖZ, Yeni Dünya İçin Çağrı, DİSK/Limter-İş, Halkların Demokratik Kongresi, İşçinin Kendi Partisi (İKEP), Dostluk ve Kültür Derneği (DKDER), Emekçi Hareket Partisi, işten atılan Ataşehir Belediyesi işçileri ve grevde olan Sputnik çalışanları katıldı.

TALEPLER MİTİNG ALANINDA YİNELENDİ

Miting alanına İşçi Emekçi Birliği’nin, “İşyerlerinde baskı, mobbing, tacize son vereceğiz!”, “Elektrik, su, doğalgaz, ulaşım, iletişim en temel insan hakkıdır. Ücretsiz olmalıdır!”, “Emekli maaşları yoksulluk seviyesinin üstüne çıkarılsın”, “Taşeron çalışma, işten atma yasaklansın. Herkese iş ve gelir güvencesi!”, “İşçi ve emekçilerden alınan dolaylı ve dolaysız tüm vergiler kaldırılsın!”, “Bizleri kurtaracak olan kendi kollarımızdır”, “Savaşa değil emekçiye bütçe”, “KHK’lar iptal edilsin”, “Eşit işe eşit ücret”, “Sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılsın”, “Eğitim ve sağlık her düzeyde ücretsiz olmalıdır” taleplerinin yer aldığı pankartlar asıldı.

ÖLÜMSÜZLEŞEN İŞÇİLER ANILDI

Katledilen işçilerin anıldığı mitingde, ölümsüzleşen ve sınıf mücadelesine yol gösterenler anısına saygı duruşu yapıldı. Bu sırada hep bir ağızdan Enternasyonal Marşı okundu, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür” sloganı atıldı.

“BU DÜZEN SOYGUN DÜZENİDİR”

İşçi Emekçi Birliği’nin miting açıklamasında Orta Vadeli Program’a (OVP) değinerek sömürü düzenin katmerleştiğine değindi: “Emeğimizi çalanlar, hayatlarımızı yok edenler Orta Vadeli Programla sömürü ve soygunu daha katmerli hale getirilmek istiyorlar. Ne var bu programda? Sermaye için dikensiz gül bahçeleri yaratmak var. Doğal alanların talanı var. Emeğin yeni boyunduruklar altına sokulması var. Zengini daha zengin etmek var. İşçi ve emekçilere düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, kazanılmış hakların gasp edilmesi, her türlü örgütlülüğünün dağıtılması-işlevsizleştirilmesi, açlık, yoksulluk, sefalet, hayat pahalılığı ve sayamayacağımız çok şey var. Yeni Türkiye’de bizlere reva gördükleri bu. Biat eden, boyun eğen ilkel köleler olmamızı istiyorlar. Bizim bunlara itirazımız var. Onun için buradayız.”

“İŞGAL, GREV, DİRENİŞ”

Asgari ücret zamlarına değinilen açıklamada, önümüzdeki süreçte sefalet ücreti dayatmasına karşı işçi sınıfının örgütlü gücünün önemine vurgu yapıldı: “Önümüzde asgari ücret, Ocak zamları, Metal ve diğer işkollarında ki TİS süreçleri var. Burjuvazinin, iktidar ve sendika ağalarının emeğimiz üzerinden oynadıkları oyunları bozacağız. Emeğimizi sefil çıkarları uğruna masaya yatırmalarına izin vermeyeceğiz. İşçi ve emekçilerin mücadelesini bastırmaktan başka hiçbir işe yaramayan sendika ağalarına söylüyoruz. Atacağınız adımları bin kere düşünün bir kere atın. Yıllardır açlıkla, sefaletle, ihanetle, baskıyla sınadığınız milyonların, ‘artık yeter’ diyen sesi her gün daha fazla yükseliyor.

Buradan ülkenin dört bir yanındaki sınıf kardeşlerimize çağrımızı bir kere daha yineleyelim. Her fabrikayı, işletmeyi emeğimiz ve geleceğimiz için mücadele alanına çevirelim. Adımlarımızı daha hızlı ve kuvvetli atalım. Fabrika komiteleri kurarak, ‘işgal, grev, direniş’ şiarını yükseltelim.”

TC’NİN FİLİSTİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ TEŞHİR EDİLDİ

Açıklamada Filistin direnişine de değinildi. Faşist TC devletinin bir yandan Filistin yanlısı söylemleri sürerken bir yandan da İsrail ile ticari ilişkilerinin sürdürülmesine vurgu yapıldı:

“Filistin halkı emperyalist-Siyonist işgale sayısız direnişle karşı durdu. 75 yıldır süren Filistin davası 7 Ekim’den itibaren bir kere daha dünyanın gündemine girdi. AKP-MHP’nin dümeninde yer aldığı burjuva devlet ve bölge devletleri Filistin’de yaşanan katliamlar karşısında hamasi nutuklar atmanın ötesine geçmediler. Emperyalizme bağımlı olanların, sermayenin çıkarlarını gözetenlerin farklı davranması da beklenemezdi. Filistin’de tüm dünyanın gözleri önünde çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu siviller katledilirken Filistin’in yanında olduğunu ifade eden iktidar sözcüleri İsrail’le ticari ilişkileri sürdürüyorlar. Her gün Ceyhan limanından Filistin halkına bombalar yağdıran uçaklara, tanklara yakıt taşınıyor. 7 Ekim’den bu yana Türkiye limanlarından İsrail’e 300 civarında yük gemisi gitti, hala gitmeye devam ediyor. İsrail’le her türlü ilişkiyi kesmeyen Türk devleti ve bölge devletlerinin elinde Filistin halkının kanı olduğunu buradan bir kere daha ifade ediyoruz. İsrail’le askeri, siyasi, ticari, başta olmak üzere her türlü ilişki kesilmelidir.

Dünyanın dört bir yanında emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin sefil çıkarları uğruna savaşlar sürüyor. Mazlum halklar emperyalist güçlerin ve iş birlikçilerinin sistematik saldırılarıyla katlediliyor. Emperyalistler yayılmacı çıkarları uğruna Orta Doğu başta olmak üzere Dünya’nın her yanını böl, parçala yönet politikalarıyla kana buluyorlar. Etnik, dini çatışmaları derinleştiriyorlar. Bu saldırıların karşısında duran güçleri baş düşman ilan ediyorlar. Emperyalist saldırganlığa ‘artık yeter’ diyoruz.”

DİRENEN İŞÇİLERİN KÜRSÜSÜ KURULDU

Açıklamanın ardından direnenler sahneye çıktı. Tek tek aldıkları sözle birleşik ve örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti.

ÇAL: MÜCADELEMİ SÜRDÜRECEĞİM

İSPER işçisi Tülay Çal, işçi ve emekçileri selamlayarak söze başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde 2 buçuk yıl çalışırken 9 ay önce yerinin değiştirildiğini; sözlü şiddete, mobbing ve baskıya rağmen dik durduğunu aktaran Çal, “İş kazası geçirdiğim dönemde, raporlu olmama rağmen hakkımda tutulan tutanakla işten çıkarıldım” dedi. Kapısını çaldığı tüm yetkililerin kendisinin başından savdığını dile getiren Çal, kazanana kadar mücadele edeceğini söyledi.

GAZETECİLER: SPUTNİK MÜCADELESİ ÖMÜRLÜK BİR MÜCADELEYE DÖNÜŞTÜ

Sputnik Grevcileri adına yapılan konuşmada, Siyonist İsrail’in Filistin halkına yönelik soykırımı hatırlatıldı, “Halkların kardeşliği soykırımı yenecek” denildi. 24 gazetecinin sadece kendi hakları için değil tüm basın emekçileri için mücadele yürüttüğü hatırlatılan konuşmada, Sputnik’te TGS ile birlikte bir yıldır anayasal hak için mücadele yürütüldüğü anımsatıldı. 24 gazetecinin ekonomik nedenlerle işten çıkarıldığını ancak Türkiye’nin en pahalı konaklama yerlerinden Süzer Plaza’daki yöneticilerinin bu bahanesinin komik olduğu belirtilen konuşmada,”Bugün 95. günündeyiz ama Sputnik gazetecileri için bugün Sputnik mücadelesi ömürlük bir mücadeleye dönüşmüştür.” denildi.

Aralarında emekten yana olduğunu iddia eden gazetecilerin grev kırıcılığı yaptığının altı çizilen konuşmada, grev kırıcı gazetecilere şu çağrı yapıldı: “Gelin istifa edin onurlu olun. En azından durduğunuz mahalleye, duruşunuza aykırı davranmayın. Çünkü artık sözleriniz geçersizdir.”

ASIR PLASTİK DİRENİŞÇİLERİ: İŞÇİNİN SIRTINDAN GEÇİNİYORLAR

Asır Plastik işçileri adına yapılan konuşmada ise, 12 gündür direnişin sürdüğü kaydedildi. Patronun kendilerini kandırdığını ve 120 işçinin mağdur olduğu belirtilen açıklamada, işçilerin maaşının, kıdem-ihbar tazminatlarının gasp edildiği vurgulandı. “İşçi hakları bu ülkede hiçe sayılıyor, kimse işçiye değer vermiyor. İşçinin sırtından geçiniyorlar ama ilk fırsatta işçiyi kapıya koyuyorlar” denilen konuşmada, yanlarında olan Onur ve Ekmek’e teşekkür edildi.

DEDE: MÜCADELEDEN EMEKLİ OLUNMAZ

Emekliler adına söz alan Rahim Dede, “Emek ve demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz diyen biz emekliler olarak, bugün sizinle birlikte omuz omuza kol kola olmaktan, bu kavgayı, direnişi büyütmekten onur duyuyoruz. Biz emekliler olarak hiç değilse alacağımız az da olsa bir maaş var. Ama bizi bekleyen en büyük sorunlardan biri ev kiramızı karşılayamayacak bir ücretle sokakta yaşayacağız. O yüzden emek mücadelesinden emekli olunmaz. Sokaklarda, alanlarda, hakkımızı alana kadar birlikte tek yumruk mücadele etmenin zamanıdır” dedi.

ATAŞEHİR BELEDİYESİ İŞÇİLERİ: BU UYGULAMA TÜM TÜRKİYE’DE DEVAM EDECEK

Ataşehir Belediyesi ATAPER işçileri adına söz alan Hasan Karaçay da şöyle seslendi: “Mart 2023’te kamuda zorunlu emeklilik kalktığı halde Ataşehir Belediyesinin personel şirketi olan Ataper 27 Eylül’de bizleri çağırıp, ‘imzalayın emekli edeceğiz’ dediler. Emekli olmayacağımız söyledik. Bizi attılar. 2 Ekim’den bu yana yani 49. gündür Ataşehir Belediyesi önünde direniyoruz. Belediye şirketleri köle pazarıdır. Kamuda ucuz iş gücü ve güvencesiz çalıştırmanın aracı durumunda. Bizler işçilere 49 gündür bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bizler Ataşehir Belediyesi önünde, işimize geri dönene kadar devam edeceğiz. Diyoruz ki, birlikte olalım dayanışmaya çağırıyorum. Yanımızda olmanızı istiyoruz çünkü bu Türkiye’de ilk kez Ataşehir Belediyesinde denendi. Eğer işten atmalar başarılı olursa emin olun bugün İstanbul’un 39 ilçesinde yarın tüm Türkiye’de devam edecek. Onun için diyoruz ki kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.”

‘DAHA FAZLA DİRENECEĞİZ’

Kadın hareketi adına Tugem Gümüşay basın metni okudu. Gümüşay, “Bütün Dünya’yı saran ekonomik krizle birlikte; kadınlar iş hayatında güvencesiz koşullara mahkum ediliyor. İş yerlerinde karşılaştığımız sömürü ve mobbing artıyor. Eşit işe eşit ücret dahi alamazken kriz bahane edilerek işten çıkarılıyoruz” dedi. Gümüşay, kadınlara yönelik baskıyı artırarak susturabilecekleri sananlara seslendi ve şöyle devam etti: “Bizden çaldıklarınızı alacağız, korkun yine geleceğiz diyerek korku salan da biziz. Ceza olarak verdiğiniz ev hapsi için takılan kelepçeleri meydanlarda kıran da biziz, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğinizde Taksim’de barikatları aşan da biziz. Farplas’tan, Sinbo’dan, SML’den güç alıp; Agrobay’da, Sputnik’te, Corning’de direnen de biziz! Daha fazla baskı mı uygulayacaklar? Susmayız, korkmayız, itaat etmeyiz! Erkek egemen politikaları daha fazla mı teşvik edecekler? İsyan ederiz! Madem egemenlerin saldırıları var, bizim de kendi kurallarımızı koymak için sokaklarımız, meydanlarımız var! Direneceğiz, direneceğiz, daha fazla direneceğiz.”

“GENÇLER ÇÜRÜMÜŞ DÜZENDEN FAZLASIYLA PAYINI ALIYOR”

Gençlik adına ise Yaren Sarısaltık basın metnini okudu. Sarısaltık, özgürlüklerini, geleceklerini çalan düzene gençlerin “artık yeter” dediğini kaydetti. “Bu çürümüş sistemin yarattığı krizlerin faturası ise milyonlarca işçi ve emekçiye kesiliyor, bizler de gençlik olarak üzerimize düşen payı fazlasıyla alıyoruz” diyen Sarısaltık, sözde ücretsiz olan eğitimin her aşamasının; yemekhanesinden barınmasına, materyallerine kadar çok pahalı olduğunun altını çizdi.

Üniversiteyi ticarethane, öğrenciyi müşteri gören politikalar sonucu her yıl yüz binlerce öğrencinin ya eğitimine ara verdiğine ya da tamamen sonlandırdığına dikkat çeken Sarısaltık, gençlerin üniversitelerden ziyade iş yerlerinde vakit geçirdiğini ekledi. “Okurken geçimimizi sağlamak zorunluluğu milyonlarca öğrencinin makus kaderi olmuş durumda” diyen Sarısaltık, artık gençlerin yaşam haklarının da elinden alındığını vurguladı. İntihara sürüklenerek katledilen öğrencileri, asansör düşmesi sonucu yaşamını yitiren öğrencileri hatırlatan Sarısaltık, “Artık gelinen noktada okumak için gittiğimiz şehirlerde, kaldığımız yurtlarda, kampüs içerisinde, ihmaller sonucu katlediliyoruz” ifadelerini kullandı.

MİTİNG HALAY VE SLOGANLARLA SONA ERDİ

Sağanak yağış ve fırtına nedeniyle elektrikler kesildi. Bunun üzerine mitingde bir araya gelen çok sayıda kişi kendi şarkılarıyla halay çekti. Miting, çekilen halay ve sloganlarla sona erdi.

(HABER MERKEZİ)